13 Nisan 2019 Cumartesi

ALBERT CAMUS'UN YABANCISI



"Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü enerji sarf ettiklerini kimse bilmez."

        Albert Camus'un en çok yabancı dile çevrilmiş romanı Yabancı,tüm bildiklerimizi alt üst eden bir yapıt...Kitabı okurken baş kahramanımız Bay Meursault'un hislerini anlamayı ve empati kurmayı çok kez denesem de tam olarak anlayamamış ve kendimi onun yerine koyamamıştım.Nedeni aslında çok basit;toplumdan farklı bir yabancıyla karşı karşıyaydım.

Meursault,Cezayir'de yaşayan kendi halinde bir memurdur.Annesi ise Marengo'da bir huzur evinde kalmaktadır.Bir gün annesinin ölüm haberini alan Meursault,cenazesi için yola koyulmuştur.
Şaşırtıcı olan şu ki,kahramanımız ölüm haberini aldığında da cenaze töreninde de olanları gayet sakin karşılamıştır.
Hatta annesinin cenaze töreninde hava güzel olduğu için ve bu günü kırlarda geçiremediği için hayıflanmıştır.

Tüm bunların yanında kız arkadaşı Marie'ye karşı hisleri de dikkat çekicidir.Marie sevgilisinin umarsızlığına ve duygusuzluğuna sabırla katlanan bir kadındır.Meursault sevgilisinden gelen evlenme teklifini tüm soğukkanlılığıyla 'evet' diye yanıtlar.Fakat kabul etmesinin tek nedeni evlenmek ile evlenmemek arasında hiçbir fark olmadığına inanmasıdır.

Birgün Meursault arkadaşlarıyla gittiği sahilde belalı kişilerle karşılaşır ve birini öldürür.Bir cinayet işlemiştir.Bu şaşırtıcı olaydan sonra Meursault mahkemeye çıkar ve olaylar işlediği cinayetten çok annesinin cenazesindeki tepkisizliği üzerinden yorumlanır.Onun farklı davranışları, mahkeme tarafından tuhaf karşılanır ve ahlaki bir çöküntü olarak nitelendirilir.
Bu çöküntünün topluma yayılmaması için ölüm cezasına çarptırılır.Meursault kendi idam kararına da tepkisizdir ve hayatı uzaktan seyreder.Kendi iç hesaplaşmalarıyla birlikte ölmeyi bekler.

Aslında Meursault kendisini toplum dışında tutmamıştı.Toplum onu farklı düşünce yapısı nedeniyle,sürüden farklı davrandığı için çemberin dışına itmişti.Çoğu insanın aksine,bu umarsız adam için hayat düz bir çizgiydi ve ölüm onun için hiçlikti.

Kitabı okumuş ve okuyacak olanlar için Camus'un Yabancı'sına bir de bu gözle bakmalarını tavsiye ediyor ve yazımı kitaptan bir alıntı ile sonlandırıyorum;

"Tabi umut,koşup giderken bir sokağın köşesinde daha kurşun havadayken vurulup   ölmekti." 


1 yorum:

  1. Hayat denilen olguyu Camus'un Düşüş,Sisifos söylemi ve Yabancı kitapları kadar indirgenebiliriz aslında.

    Herhangi bir olay döngüsü biçiminde kendimizi de yabancılaşırız. Toplum aslında kendi kendine yabancılaşmış artık kendi içinde yabancı devrimini bitirmiş sade ve etrafa aynı zamanda yönetime zararsız bir varlık haline gelmiştir. Ve ya bu hale gelmeyi kendine en mantıklı seçim olarak idealizmine eklemiştir.
    Ki Albert kitabında bahse konu hayali karakter ( kendisidir aslında) bunu hiç bir zaman başaramamıştır. Tanrının insanı yaratacak kadar acizliğinden kendisini dem alarak kendi kendine insanın toplum hiyerarşisine yabancılaştırmış kendisine göre mutluluğu kitabının son sayfasında bulmuştur...

    YanıtlaSil

VICTOR HUGO ve NOTRE DAME

BÜYÜK BİR TARİH: NOTRE DAME           Bugün, tüm dünya bir tarihin kül oluşuna şahit oldu. Notre Dame sebebi henüz bilinmeyen bir yan...